Fethullah el-Verkânisî Kuddise Sırruhû

Şeyh Fethullah hazretleri Verkanislidir. O devirde Verkanis Siirt’e bağlı bir beldeydi. Şeyh Fethullah el-Verkânisî, Hazreti Ömer radıyallahu anhın neslindendir. Bu yüzden kendisine “Farukî” denmiştir. Faruk, hakkı batıldan ayıran manasına gelir ve Hazreti Ömer radıyallahu anhın unvanıdır.

Fethullah el-Verkânisî kuddise sırruhû, Hakkari, Bitlis, Siirt, Nurşin, Hizan, Nehri, Melakend gibi nice şehir, köy ve kasabalarda zahiri ilimleri tahsil etmiştir. Yoğun bir medrese hayatından sonra zahiri ilimlerdeki birikimiyle tasavvufa yönelmiştir.

Fethullah el-Verkânisî kuddise sırruhû, Nurşin dergahında kamil bir veliyi tanımıştır. Adı Şeyh Muhammed Küfrevî hazretleridir. Bu zat zamanın kutbu ve mürşid-i kamili olan Abdurrahman et-Tâhî hazretlerinin halifesidir. Şeyh Fethullah hazretleri gördüğü bir rüyayı Şeyh Muhammed Küfrevî hazretlerine anlatmıştır. O da Abdurrahman et-Tâhî hazretlerinin yanına gidip gördüklerini ona anlatmasını söylemiştir.

Fethullah el-Verkânisî hazretleri, Abdurrahman et-Tâhî hazretlerinin dergahına gitmiş ve ona intisap etmiştir. Abdurrahman et-Tâhî kuddise sırruhûnun sohbetlerine katılmış ve hizmetlerinde bulunmuştur. Mürşid-i kamiline öylesine ihlasla, teslimiyetle, muhabbetle bağlanmıştır ki, Abdurrahman Tâhî hazretleri, oğlu Muhammed Diyâüddin hazretlerini, Şeyh Fethullah el-Verkânisî kuddise sırruhûya emanet etmiştir.

Abdurrahman et-Tâhî kuddise sırruhû, Şeyh Fethullah el-Verkânisî hazretlerine halifelik vermiş, onu inşatla görevlendirmiştir. Bir mektubunda halifelik vermenin kendi elinde olmadığını, ehil zatlara halifelik vermekle görevli olduğunu belirtmiştir. Aynı mektupta Şeyh Fethullah el-Verkânisî kuddise sırruhûnun da insanları irşad etmekle görevli olduğunu, bu görevi mutlaka yerine getirmesi gerektiğini açıklamıştır.

Şeyh Fethullah el-Verkânisî kuddise sırruhû, irşad vazifesini büyük bir özenle ve gayretle ifa etmiştir. Nice kamil zatlar yetiştirmiştir. Bunlardan biri de Abdurrahman et-Tâhî hazretlerinin vefatından sonra Şeyh Fethullah el-Verkânisî hazretlerine intisap eden Muhammed Diyâüddin hazretleridir. Şeyh Fethullah kuddise sırruhû, mürşidinin oğlu olan bu kıymetli zatla özel olarak ilgilenmiştir.

Fethullah el-Verkânisî hazretleri, intisap ettiği günden itibaren sürekli olarak mürşid-i kamilinin sözlerine uygun hareket etmeye ve isteklerini yerine getirmeye gayret etmiştir. Mürşidi Abdurrahman et-Tâhî hazretlerinin sohbetlerinde ona beyan ettiği hususlardan biri şöyledir. “Keşke Kur'an-ı Kerim ve sünnet-i seniyye ölçülerini esas alarak tasavvufi açıdan sofilerin yanlışlarını anlatan bir kitap yazsaydın.” Bu istek, Fethullah el-Verkânisî kuddise sırruhûnun zahiri ilimlerdeki yetkinliğine de işaret etmektedir. Şeyh Fethullah hazretleri devrinin en büyük alimlerinden biridir. Nice meseleler çeşitli diyarlardan ona arz edilmiş ve kendisi ilimdeki derinliğiyle bu meseleleri çözüme kavuşturmuştur.

Fethullah el-Verkânisî hazretleri, mürşidinin isteği üzerine Nakşibendî yoluna dair temel bilgileri içeren ve her müridin bilmesi gereken tasavvufi konuları bir kitapta toplamıştır. Bu eser, oğlu Şeyh Alaeddin Farukî el-Verkânisî hazretleri tarafından derlenmiştir. Zamanla, “Adab-ı Fethullah” adıyla tanınmıştır.

Fethullah el-Verkânisî hazretleri, irfan ilmini bilen bir ariftir. Allah yoluna her şeyini feda eden, taliplerini vuslata erdiren bir mürşid-i kamildir. Onun vesilesiyle insanlar kalplerindeki cevherleri tanımıştır.

Fethullah el-Verkânisî hazretleri, Bitlis'in Pernaşin köyünde Hicri 21 Rebiülevvel 1317 - Miladi 29 Temmuz 1899 tarihinde vefat etmiştir. Altın silsile ondan sonra Muhammed Diyâüddin kuddise sırruhû ile devam etmiştir.