İmâm-ı Rabbânî Kuddise Sırruhû

Hazreti İmâm-ı Rabbânî kuddise sırruhû, ikinci bin yılın müceddididir. İsmi Ahmed’dir. Hazreti Ömer radıyallahu anhın soyundan geldiği için kendisine “Ahmed el-Fârûkî” denir. “Bedreddin”, “Ebu'l Berekat”, “Müceddid-i Elf-i Sânî”, “es-Sirhindî” gibi unvanlarıyla tanınır. Hicri 10 Muharrem 971 - Miladi 30 Ağustos 1563 tarihinde Sirhind'de dünyaya gelmiştir.

O dönemde Hindistan ve Pakistan bölgesinde Babür İmparatorluğu bulunmaktadır. Sirhind, Babür imparatorluğunun Lahor mıntıkasında büyük bir şehirdir. Babür İmparatorluğu Müslümanlar tarafından yönetilse de Müslümanlarla Hinduların birlikte yaşadığı bir devletti. Hindular siyasette de önemli yetkiler elde edebiliyordu. Hatta bazı imparatorlar Hinduların bağlılığını kazanmak gibi bahanelerle onlara İslam'ın şanına yakışmayacak imtiyazlar tanıyabiliyordu. Müslümanlar ezilirken Hindular baş tacı edilebiliyordu.

İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin zamanında hükümdar olan Ekber Şah, güya Hindu inancıyla İslam'ı birleştirecek bir inanç sistemi ihdas etmeye kalktı. İmâm-ı Rabbânî hazretleri bu dönemde bütün gayretiyle Allah Teâlâ katında tek hak din olan İslam'ı muhafaza etti.

Ekber Şah'tan sonra hükümdar olan oğlu Cihangir zamanında Müslümanlar yeniden itibar kazandı ve büyük sapkınlıklar terk edildi. Bunda İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin bizatihi irşadının ve yetiştirdiği talebelerin hükümdarı rehberliğinin etkisi esastır.

Ancak Ahmed el-Fârûkî es-Sirhindî hazretleri o dönemdeki düzelmeyi de yeterli görmemişti. İnsanları İslam'ın üç temel esası olan iman, amel, ahlak kaidelerine ehl-i sünnet ve’l-cemaat itikadı üzere harfiyen uymaya çağırmıştır. Kur'an ı Kerim'e ve sünnet-i seniyyeye tamamen bağlılık gösterilmezse Müslümanların mağlup olacağını belirtmiştir.

Ahmed el-Fârûkî İmâm-ı Rabbânî kuddise sırruhû Hicri 17 Safer 1034 - Miladi 13 Kasım1624 tarihinde, altmış üç yaşındayken vefat etti. Memleketi Sirhind şehrinde defnedildi. Altın silsile Ondan sonra oğlu Muhammed Ma‘sûm kuddise sırruhû ile devam etti.