MENZİL ÇORBASI VE EKMEĞİ
Yemek ikramı dinimizde övülen hasletlerdendir. Dolayısıyla müminler tarih boyunca aşlar pişirip, sofralar kurup davet vermişlerdir. Bu davetlerde öne çıkan yemeklerden biri Anadolu’da keşkek ismiyle bilinen düğün – bayram yemeği olup saadet asrındaki ismi ceşîşedir. Ceşîşe, buğday başta olmak üzere hububatın dövülmesiyle ve içine et veya hurma katılmasıyla yapılır. Ancak tekke kültüründe çorbanın özel bir yeri vardır. Dilimizde yer edinmiş olan “Tekkeyi bekleyen çorbayı içer” sözü de bir bakıma bu özel yeri ifade etmektedir.
Tekkelerde elbette zengin sofralar kurulduğu da olur. Mesela Menzil’de bayramlarda et yemeği ikram edilir. Ancak genel olarak yemeğin tasavvufun ruhuna uygun olarak mütevazı olması beklenir. En mütevazı yemek de çorba ve ekmektir.
Ekmek hububattan yapılır. Dergâh çorbaları da genellikle hububattan olur. Menzil’de ikram edilen çorba bulgur çorbası, ekmek tam buğday ekmeğidir. Genel olarak hububatın tekke kültüründe çok önemli bir yeri vardır. Çünkü dervişler toprakla münasebet halindedir.
Dergâhlarda sofra eksik olmaz. Çünkü misafir ağırlamayı severler. Tarih boyunca yolcular dergâhlarda mola verir, hacılar güzergâhlarını buralarda duracak şekilde tayin ederler. Fakirler buralarda karınlarını doyururlar. Yani dergâhta misafir eksik olmaz. Bu misafirler de sadece mürşidin ziyaretçilerinden ibaret değildir. Allah dostları kerem sahibidir, çok cömerttir, ikram etmekten büyük mutluluk duyarlar. Bu hususta Nakşibendî sâdât-ı kirâmından sayısız menkıbe nakledilmiştir.
Menzil’de sabah ve ikindi namazlarından sonra, her gün iki öğün bulgur çorbası ile ekmek ikram edilir. Bayram sabahlarında bu ikramlara bayram yemeği eklenir. Ziyaretçilerden, kurulan sofralara, yapılan davetlere icabet etmeleri özellikle rica edilir.
Şeyh Seyyid Abdülhakîm el-Hüseynî kuddise sırruhû, müridlerine moral vermek için “Sâdât-ı kirâmın çorbasını içtik.” dermiş. Bu lâtif söz aslında velîlerin ikramını kabul etmenin insana büyük mânevî kazançlar sağladığına işaret eder. Müridlerin moralini yükselten de budur. Nitekim Menzil’de bulgur çorbası ve ekmeğin dünyanın en lezzetli yemekleriymiş gibi muhabbetle yenmesinin hikmeti buna dayanır.
1970’li yıllardaki kargaşa ortamında birbirlerine düşman olmuş insanlar Menzil’de nasıl kardeş olduklarını ifade etmek için, “Bir sofrada buluştuk, aynı çorbadan içtik” derler. İç savaş boyutuna ulaşmış bir kan davasını kan kardeşliğine dönüştürmek ancak muhabbetle olur. Menzil’in ziyaretçileri bu tarifi imkânsız muhabbeti bulgur çorbasıyla ve ekmekle ifade ederler. Dervişler arasında çorba demek, ekmek demek muhabbet demektir.
Menzil’de çok uzun süredir çorba ikram edilmektedir. Dolayısıyla kalabalık halinde işleyişin, sıralamanın nasıl yapılması gerektiği konusunda büyük bir tecrübe oluşmuştur. Bu tecrübeyi çorbahanenin bütün iç ve dış mekân düzenlemesinde görmek mümkündür.
Çorbahane meydanın camiye bakan cephesindedir. Taç kapıdan çorbahaneye girdikten sonra merdivenlerden inilir. Revaklardan oluşan koridordan geçilir, iç kapılara ulaşılır.
İç kapılardan geçildikten hemen sonra kaşık ve ekmek alınır. Çorbalar beş kişilik masaların ortasına konur. Taburelerin ve masaların genel tasarımı dairesel biçimdedir. Zaten bilindiği üzere bizim kültürümüzde sofralarımız genellikle daire şeklindedir. Müminler sohbet, ders gibi faaliyetlerde halka olurlar. Halkanın yani çemberin her noktada merkeze uzaklığı aynıdır. Ayrıca her nokta hem başlangıçtır hem sondur. Köşeli dizilimlerde ise ister istemez bir hiyerarşi oluşur. Belki bu vesileyle belki başka sebeplerden bizim tarihimizde halka halinde bir araya gelmek daima rağbet görmüştür.
Çorbahanede ikram edilen Menzil ekmeği fırında pişirilir. Burada beş adet fırın vardır. Bunlardan biri hem gazla hem kuruyemiş kabuklarıyla, üçü sadece gazla ısıtılmaktadır. Beşinci fırın ise geleneksel taş fırındır. Fırında hamur yoğurmak, hamuru parçalar haline getirmek ve ekmek şeklini vermek için özel bir bant kullanılmaktadır. Bu bant ve diğer aletler sayesinde ekmek imalâtı baştan sona el değmeden gerçekleşebilmektedir.
Menzil’de çorba ve ekmeğin pişirilmesi ile ilgili en çok dikkat edilen hususlardan biri de temizliktir. Bu alanlara temizlikle ilgili özel tedbirler alarak girilir. Bu alanları sadece görmek için bile bu tedbirlere uyulması istenir. Çorba ve ekmeğin pişirilmesi ise çok hassas kurallara tâbidir. Bir şekilde bu alanları ziyaret etme fırsatı bulanlar hayret ederler. Hakikaten herhangi bir yerde temizliğe bu denli dikkat edilerek yemek pişirildiğini görmek pek mümkün değildir. Menzil çorbahanesi bu konuda standart oluşturabilecek seviyededir.