İhsan
“İhsan”, sözlüklerde iyilik etme, güzel davranma, ikram etme ve lütuf olarak tanımlanır. İhsan sahibi kişilere “muhsin” denir. Kur’an-ı Kerim’de ihsan, kelime anlamı doğrultusunda iyi ve güzel işler yapmak, güzel davranmak, vazifeyi en iyi bir şekilde yerine getirmek gibi anlamlarda kullanılır.
Meşhur “Cibril Hadis-i Şerifi”nde Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem ihsanı en kâmil manasıyla şöyle tanımlar: “İhsan, Allah’ı görür gibi ibadet etmendir. Her ne kadar sen O’nu göremiyor olsan da O seni görmektedir.”
Allah Teâlâ’nın her an kulunu görüp işittiği şuuruyla yaşamak bütün iyilik ve güzelliklerin kaynağıdır. Kur’an-ı Kerim’de yüzlerce ayet-i kerimede Cenab-ı Hakk’ın her şeyi gören ve işiten olduğu hatırlatılır, insanın buna göre davranması gerektiği tembih edilir.
Tasavvufi bir kavram olarak ihsan; hadis-i şerifte tarif edilen “kişinin Allah Teâlâ’yı göremese de görüyormuşçasına ibadet etmesi” halinin her an, her nefes O’nun huzurunda olduğu idrakine dönüşmesidir ve kalbî bir haldir. Derviş âleme baktığında daima Cenab-ı Hakk’ın isim ve fiillerinin tecellilerini müşahede eder. Kişinin kendisi dahil hiçbir şey bu tecellilerden ve ilâhi denetimden ayrı değildir. Bu müşahede ve idrak dervişin kendisine çeki düzen vermesi sonucunu doğurur ki bu hal sürekli ihsan halidir.